Salgın hastalığın etkilemediği sektör hemen hemen kalmadı. Herkes bir şekilde mustarip durumda. Düzeni en çok bozulan kafa karışıklığı içinde olanlarda öğrencilerdir herhalde, özelliklede sınava girecek olan öğrenciler. Hayatlarının en kritik sınavlarının öncesinde okulların ve dershanelerin kapatılmak zorunda kalınması öğrencileri ve velileri kafa karışıklığı içinde bıraktı. Veliler ve öğrenciler ne yapacağını bilmiyor. Uzaktan eğitime ise maalesef katılım yeteri kadar olmuyor, öğrenciler uzaktan eğitimden istifade edemediklerini söylüyor ki birçok ailenin internet ve tablet sıkıntıları var, bu sıkıntıları olmayanlarında uzaktan eğitime katılımları yeterli değil zaten.

O halde ne yapmak lazım. Öğrencilerin sınav durumuyla ilgili şöyle bir fıkra anlatılır. Zamanın birinde iki avcı bir ormana giderler. Ormanda gezinirken karşılarına bir aslan çıkar. Avcılardan birisi kaçmak için hazırlık yapar ve ayakkabısının bağcığını bağlamaya başlar, diğer avcı “ Hayırdır! Der, sen aslandan daha hızlı koşacağını mı sanıyorsun”. Ayakkabısını bağlayan avcı kendinden emin bir şekilde şöyle cevap verir: “ Ben Aslandan daha hızlı koşamayacağımı biliyorum ama benim için yeterli olan senden daha hızlı koşabilmek.” Evet şu unutulmamalıdır ki ÖSYM nin yaptığı sınavlar bir sıralama sınavıdır. Yani rakiplerinden daha çok çalışanlar iyi yerlere gelirler. Bu durumda ortamın olumsuzluğu herkes için geçerli olduğu için moral bozmamak gerekir. Okullar sadece bize kapalı değil, dershaneler sadece bize kapalı değil herkese kapalı. İşte bu durumda önemli olan bizimle aynı havayı paylaşan arkadaşlarımızdan daha çok ders çalışarak bu durumdan kurtulmaktır.  Az öncede değindiğimiz gibi bir sıralama sınavına giriyoruz yani şartları en iyi değerlendirenin, olumsuzluklardan en az zararla kendini kurtaranın başarıya ulaşabileceği bir sınav.

Moral bozukluğu ve ümitsizlik bu zamanlardaki en büyük düşmanımız olacaktır. Sürekli olumsuz ortama takılıp kalmak bu ortamda ders mi çalışılır tarzı sitemler bize zarardan ve vakit kaybından başka birşey vermeyecektir. Bu olumsuz durumun herkes için olduğunu sürekli hatırımızda tutup bu ortamı kendi lehimize çevirmenin yollarını bulmalıyız. Zaten sürekli olarak olumsuzluklara takılıp duranların bırakın ÖSYM’nin yaptığı sınavda başarılı olmayı hayatın hiçbir alanında başarılı olamazlar.

Öyle ise işe önce ümitvar olmakla başlamalıyız. Üzerimizdeki ölü toprağını atıp bir şeyler yapmak için düşünmeli elimizdeki fırsatları en iyi değerlendirmenin yollarını aramalıyız. Peki, nedir bu yollar ve ne yapmalıyız bunları inşallah diğer yazılarımızda paylaşacağız Allah a emanet olun.