0

 

                Mazlumun dini sorulmayacağı gibi, yardıma muhtacın ve yetimin de dininin sorulmayacağını söyleyeceksiniz. Haklısınız tabii. Ben de aynı düşüncedeyim, lakin demokratlığı, insan hakları savunuculuğunu, Kürtlerin haklarının savunuculuğunu elden bırakmayanlar için bu pek öyle değildir.

                Nereden mi çıkardım bunu? Geçenlerde bir okulumuzun bir etkinliği dolayısıyla karşılaştığımız bir tanıdığımız başından geçen bir olayı anlattı. Bir yardım kuruluşunda aktif olarak çalışan bu tanıdığım, bir dershaneye giden çocuğuna bir bilet vererek arkadaşlarına ve öğretmenlerine satmasını söylemiş. Çocuk da hayırlara vesile olma, bir yetimin yüzünü güldürme, bir muhtacın derdine derman olabilme duygusuyla biletleri arkadaşlarına satmış. Arkadaşlarından alabilenler almış ama sıra dershanenin yetkili bir öğretmenine gelince öğretmeni:” Ben Kobaniden gelenlere yardım ediyorum” diyerek çocuğun isteğini geri çevirmiş. Çocuk kafasında oluşan sorularla akşam evine gidince, annesine durumu anlatmış ve demiş ki:” Anneciğim bir insan birine yardım ettiğinde başkasına yardım edemez mi?” Annesi de “ Bu nasıl söz çocuğum, yardımın sınırı yoktur.” Diye cevaplamış. Ama çocuğa neden böyle bir soru sorduğunu da öğrenmek istemiş. Çocuk olanları anlatmış annesine. Annesi bu duruma çok içerlemiş ve telefona sarılmış. Öğretmenin bu davranışına çok üzüldüğünü ve neden böyle bir davranışta bulunduğunu sormuş. Öğretmenimiz hatasını anlamış, anneden özür dilemiş, çocuktan da özür dileyeceğini söylemiş.

                Sözkonusu tanıdığımla yaptığımız konuşmanın devamında, kendisinin geçen Ramazan ayında Kobani ve Şengal’den gelenlere çocuğuyla birlikte sabahlara kadar elbise dağıtımında çalıştığını, çocuğunun bizzat gelen elbiseleri ayıkladığını, sonra da bu elbiselerin dağıtımında aktif görev aldığını söylemiştir.

                Değerli okuyucularım, bu hatırayı sizinle paylaşmak istememenin nedeni, İslam’ın mazlumlara bakış açısını gözler önüne sermek, İslam ahlakıyla ahlaklanan insanların merhamet ve şefkatte hangi derecelere yükseldiklerini birazcık da olsa hatırlatmak içindi.

                Aynı şekilde okullarımızda İHH’ nın yetimler için organize ettiği ve öğrencilerin harçlıklarından arttırarakdünyanın değişik yerlerindeki yetimlere yardım ettikleri organizasyonu karalamak için yapılanları da duyuyoruz. Üstelik bunu yapanlar da maalesef insan haklarını dillerinden düşürmeyen, kendi düşüncesinden başkasına hayat hakkı tanımayan sözüm ona öğretmenlerdir.  Bu yardımların IŞID’e gittiği algısıyla öğrencilerin hayır yapma duygularını köreltmektedirler. Oysa bunun böyle olmadığını, IŞID denilen örgütün en çok İslam dinine ve Müslümanlara zarar verdiğini bilmektedirler.

                Ne yazık ki, kendilerinden başkasının fikrine ve dünya görüşüne tahammül edemeyen, faşist zihniyetli insanlar Kürt halkının iradesine de ipotek koymaya çalışmaktadırlar. Ulusalcılık hastalığına yakalanan bu insanların İslamı Kürtlerin bugünkü hallerinin sorumlusu olarak görmeleri de ayrı bir hastalıktır. Merak ediyorum, Kemalizmin hüküm ferma olduğu bu topraklarda nasıl oluyor da İslam halkların hakkını gasp ediyor. Oysa Kürtler hem ırklarından hem de dinlerinden ötürü zulme maruz kalmışlardır.

                İlahi mesajı anlamak istemeyenler ya da anlamaları işlerine gelmediğinden bin bir türlü karalamalarla halkı İslamdan uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Ama nafile, ne yaparsanız boş beyler. İslam fıtrat dinidir ve her şey bir gün aslına dönecektir.

 

                

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *