KÜRT MESELESİNE İSLAMİ ÇÖZÜM ÇALIŞTAYININ GETİRDİKLERİ

Müslümanların bir araya gelip omuz omuza vermeleri İslami ölçüler çerçevesinde sorunlarını tartışmaları, çözüm önerilerini sunmaları ve en azından güzel bir diyaloğa ve sağlıklı bir irtibata geçmeleri özlenen, arzulanan ve beklenen bir gelişmeydi. 7–8 Mart’ta Diyarbakır’da düzenlenen Kürt Meselesine İslami Çözüm Çalıştayında ülkenin farklı kesimlerinde faaliyet yürüten yüzlerce İslami grup, cemaat ve STK temsilcilerinin bir araya gelmesi ülke tarihinde bir ilk olması açısından fazlasıyla önem taşımaktadır.

Farklı kesimlerden yüzlerce Müslüman’ın bir araya gelmesi, kucaklaşması, dertleşmesi, birbirlerine içlerini dökmesi, farklı yerlerde de olsa ortak paydalarının çok olduğunu, kardeş olduklarını, birbirlerinin yabancısı olmadıklarını ortaya koymaları İslami sorumluluk gereğidir. Görüşüp hasret giderince, birbirlerine “kardeş” diyerek hitap edince, bir araya gelmemekle, sorunlarını paylaşmamakla ve kaynaşmamakla büyük hatalar yaptıklarını ve kayıplara neden olduklarını fark ettiler.

Televizyondan etkinliğe katılan Müslümanlara bakınca duygulanmamak elde değildi. Her kesimden Müslümanları bir arada görme hasreti yıllar sonra gideriliyor ve aynı masalarda oturan Müslümanlar kardeşliğin ne anlama geldiğini iki günlük bir etkinlik çerçevesinde bile olsa yaşayarak anlıyorlardı.

Bir araya gelen Müslümanlar, Kürd meselesiyle ilgili sıkıntıları ve problemleri anlatırken çözüm önerilerini sıraladılar. Kürd meselesinin Müslümanların meselesi olduğunu, çözümünün de İslami prensipler çerçevesinde mümkün olduğunu ortaya koydular. İşin en can alıcı noktası Müslümanların, Kürd halkını Marksistlere bırakmayacaklarıyla ilgili yapılan açıklamaydı.

Zira esas sorun Müslüman Kürd halkına biçilen elbisenin İslami olmamasından kaynaklanıyordu. Müslüman bir halka uygun görülen başka elbiseler uymadığından ve dar geldiğinden sorunlara neden oluyordu. Bir de inkar ve asimilasyonun dayatılması söz konusu olunca işin içinden çıkmak mümkün değildi.

Değişik kesimlerden farklı grup ve cemaatlerin bir araya gelişiyle yılların özlemini giderdi Müslümanlar. İslami vahdetin ilk adımlarını attılar. Birlikte oturabileceklerini, konuşabileceklerini, tartışabileceklerini, paylaşabileceklerini anladılar ve Kur’an’dan aldıkları birikimle meselelere aynı zaviyeden baktıklarını ortaya koydular. Konuşmalar ve sunumlar yan yana konulduğunda İslami çerçevenin esas alındığı, İslami ölçüyü zorlayan çıkışların yaşanmadığı, konuşulanlara istisnasız herkesin katıldığı bir program olmasıyla birçok ilke imza attı.

Bu çalıştay, Türkiye tarihinde ilk defa farklı kesimden Müslümanların gerçekleştirdiği özgün bir etkinlik olması açısından önem taşıyordu. İlk olduğundan mükemmel olmasını beklemek haksızlık olur. Ancak ilk de olsa beklenenin üzerinde bir performans göstermesi, istisnasız bütün katılımcıların programı beğenip memnuniyetlerini ortaya koymaları önemliydi. 

Özellikle Kürd Meselesini babalarının çiftliği gibi gören Marksistlerden ve onları tek muhatap kabul eden hükümetten bağımsız bir etkinlik olması çalıştayı daha da önemli kılıyordu. Kimsenin vesayetinde gerçekleşmediği için gerekli şekilde basında yer almasa da 3600 derneği temsilen 600 insanın katıldığı bir etkinlik olmasından dolayı büyük bir engelin aşılması ve Müslümanların başta Kürd meselesi olmak üzere birçok konuda seslerini ortak şekilde duyurabileceklerini göstermesi açısından ayrı bir önem taşıyordu.

İslam coğrafyasını kuşatan fitnelerin her geçen gün Müslümanları daha fazla iç kavgalara çektiği ve kardeş kanının akmasına yol açtığı günümüzde bu güzel etkinlik birçok sıkıntı ve sorunun aşılması için önemli bir adım niteliğindedir. Bu etkinliğe öncülük yapanlar ve katılanlar, inşallah daha büyük ve kapsamlı etkinliklerle bir araya gelip Müslümanların sorunlarını masaya yatırır, üzerinde yoğunlaşır ve bunları çözmek için fiili olarak çaba gösterirler. Etkinliğe katılan herkesin yoğun çabası neticesinde alınan kararlar imkân nispetinde uygulanma alanı bulursa birçok sıkıntı aşılacaktır. Tarafların daha büyük adımlar atmaları, etkinlikleri arttırmaları ve daha geniş kesimlerin katılımıyla başta Kürd meselesi olmak üzere Müslümanların bütün sorunları için bir araya gelmelerinin zaruri olduğunu görüyor ve bunların sıklıkla yapılmasını bekliyoruz.