0

İlk Peygamber hazreti Âdem’den son Peygamber olan hazreti Muhammed’e kadar araya bir an bile olsa firak girmeksizin, Hak ile Batılın bir biriyle olan mücadelesi hep devam ede gelmiştir. Tarihin tozlu ama hiç eskimeyen raflarına temaşa edilip hakikat nazarıyla bakıldığında, Hak ne zaman söze başlamış ise veya ne zaman ayağa kalkıp harekete geçecekse, batılın bunu hazmedemeyişi ve buna engel olması görülecektir. Batılın bu hazmedemeyişi bazen çarşafa, hicaba ve kutsala sözlü saldırı, hakaret ve sataşma olduğu gibi kimi zamanda fiili olarak hakkın İslami kurumlarına, hakkın müdavimlerine ve Şeair-i İslâmiye’ ye topyekûn saldırı olarak görülebilmektedir. 

Tarihe dönüp bu konuda yaşananları sorduğumuz takdirde o vakit tarih dile gelip bize şunları anlatacaktır: İlk olarak tarih bize hazreti Adem ile şeytan arasında cereyan eden Kuran’a konu olan olayları anlatacaktır. Hazreti Adem’in tövbe edip Hak tarafında yer aldığını, şeytanın ise kininden ve kibrinden dolayı çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek Kıyamet gününe kadar batılın ‘’Serokluğunu’’ kendi üzerine zimmetlediğini görürüz. Ve perde aralandıktan sonra yeni bir sahne, yeni bir darb-ı mesel ibret-i âlem için sahnelenir. Bu sahnenin Hak tarafında olan başaktörü Habil, batıl tarafında olan başaktörü ise Kabildir. O vakit Kabil hased ve kininden dolayı bir taş ile kardeşini öldürür.

Film ileriye sarılıp, sayfalar yavaş yavaş çevrilince birçok manzara karşımıza çıkar. Ve Hazreti İbrahim’i görürüz bu sefer sahnede: Gâh elinde baltasıyla put hanenin içinde gâh Nemrut’un karşısında Hakkı haykırmaktadır Hazreti İbrahim. Bunları hazmedemez İlahlık iddiasında bulunan Nemrut ve karar verir; karar ise Hazreti İbrahim’in ateşe atılmasıdır. Hazreti İbrahim Allah’ın ateşe emretmesiyle ateş serin ve selamet olup gülistana döner. Nemrut’un sonu ise hiç iç açıcı değildir. Bir sineğe hâkim olamayan ‘’ilah’’ topal bir sineğin maktulü olur.

Bu olayda da Hak ve Batılın müdavimleri ayan beyan ortadır ortada olmasına, her ne kadar kıssa hisse alma amaçlı anlatılan menkıbe olsa da, birde cins olarak farklı alemden olup ama safını belli eden Hak taraftarı bir karınca ve kuş vardır. Daha sonra bir dava eri olan yılmadan yıkılmadan İsrail oğullarının tüm kaypaklığına rağmen ayakta duran Hazreti Musa vardır. Onun karşısında ise Hakkın sesini kısacağını zanneden Firavun vardır. Tüm ordularıyla Hazreti Musa’nın üzerine yürüyen Firavun Hazreti Musa’yı öldürüp suya atacağını zanneder ama Allah ise onun Orda boğulmasını dilemiştir.

Bir başka sahne ise Dekinos şehrindendir. Allah-u Teâlâ’nın Kuran’ı Mübin’de ‘’Rablerine iman etmiş yiğit gençler’’ diye adlandırdığı Eshab-ı Kehf ’in karşısında iseDokyanus vardır. O zavallı da hakkın sesini kısamamıştır ne yazık ki. Üstad ne güzelde demiş:Takdir-i Hüdâ kuvve-i pâzû ile dönmez, Bir şem'a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez!Bu tür zalimlerin tamamı adını tarihe batılın kelb ve merkepleri alarak yazdırmışlardır.

 Bu ve bunlara benzer birçok olaylara şahitlik etmiştir tarih. Ne yazık ki durmadan tekerrür eden tarihten ders alınmamış ki, Batıl yine Hakka ve Hakkın müdavimlerine okunu çevirmiş, olağan gücüyle saldırmaktadır. Daha dün Mekke’de Abdullah İbni Mesud(r.a) ile Ebu Zer Gıfari’nin dinini açıklayıp Kuran okumasından rahatsız olanların veliahtları bu günlerde Diyarbakır-Ankara uçağında örtüsünden dolayı hakarete uğrayan Hür Dava Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Aynur Sülün‘e ve Mersin'in Tarsus ilçesinde çarşı ortasında çarşafından dolayı laikliğe ters giyinmekle suçlanarak hakarete uğrayanAyşe Buhan’a yaptıkları iğrençlikler halen batılın hazmedemeyişini ve tarihten ders almadığını gösterir.

Ve bir de batılın Filistin topraklarında bulunan necis kelbleride vardır ufak çocuklara saldırttığı. Batıla hizmet eden tüm şahıs ve kurumlar şeytanların sırtına bindiği kelb ve merkebleridirler. Onun için rica ediyoruz hayvan severlere toplayın sokaklardaki kelb ve merkeplerinizi…

 

               

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *