GÜVENLİK PAKETİ

      Günlerce aç bırakılan ve bağlanan kedinin gözü önüne et bırakılırsa kedi ete ulaşmak için büyük çaba gösterir. Ya kendisine zarar verir. Ya da çevresinde bir şey varsa ona zarar verir. Yargı paketleri yanlış gidişatları düzeltmez. Her şeyden önce yanlış olan durumlarımızı düzeltmemiz lazım. Kanun ve tüzükler çıkarılarak işler düzelmez. Ondan önce bazı önemli adımlar atmak lazımdır.   

      Yöneticiler her şeyden önce şu hususlara dikkat etmelidirler.

   1. Allah korkusu ve takva; yöneticiler Allah’tan korkacak ve takvalı olacaklar. Takvalı yöneticiler işleri düzene koyabilirler. Baskı ve korku ile disiplin sağlanmaz. Baskı ve korku iki yüzlülük, tutarsız, asi, anarşist ve samimiyetsiz bireyler  meydana getirir. Baskı altında; dayakla, değnekle, ceza ile korkutmakla verimsiz, tersine işleyen bir görüntü söz konusu olur. Kanundan çok yöneticiler halkın bütün kesimlerine aynı muamele etmelidirler. Şimdi ki idarecilere baktığımızda gelen vatandaşın bıyık şekline, kadın eli tutup tutmadığına bakılarak muamele görüyor.

   2. Yöneticiler her şeyden önce adaletli davranacaklar. İnsanlara eşit davranacaklar. << İyilik yüzlerinizi doğuya veya batıya çevirmeniz değildir. Ancak iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a ve peygamberlere iman eden, O'nun sevgisi ile malı yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmış olana, dilenenlere ve kölelere veren, namazı kılan, zekatı veren, söz verdiklerinde sözlerini yerine getiren, darlıkta, hastalıkta ve savaşın kızıştığı anda sabreden kimselerin yaptıklarıdır. İşte bunlar doğru olanlardır. Takva sahibi olanlar da bunlardır.>> bakara 177.    Toplumda adalet ilkesini oturtan idareciler halkın güvenini kazanıyorlar. Halk bunların eşit davrandıklarını görüyor. Şu andaki yöneticiler halka güven vermiyor. Bunlar kısa sürede zengin olurlarken, halk daha fazla fakirleşiyor. Mecliste olanların çoğuna bakıldığında kendi menfaatleri için beraber hareket ediyorlar. Kendi maaşları söz konusu olunca itiraz edenler yok. Halka bir kuruş verileceği zaman günlerce tartışıyorlar. 

         Yöneticiler, halk istemeden önce onların haklarını verecekler. Eğer halk istedikten sonra özellikle baskı yaparak alırlarsa o zaman herkes gücün önemli olduğunu düşünecek ve kuvvete başvuracaktır. Şu anda bile sesi çıkanlar haklarını alıyorlar. Ses çıkaramayanlar haklarını alamıyorlar. Halkta ben hakkımı ancak zorla alabilirim düşüncesi oturursa gidişat düzelmez.                

        3. İnsanlara kardeş gözü ile bakacaklar. İslam kardeşliğini toplumda yerleştirmeye çalışacaklar. << Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır.>>. Hucurat 13. hepimiz aynı baba –annenin evlatlarıyız. Ahlatlıların damadı olan ağrılı bir Kürt dedi ki Gaziantep milletvekili demiş ki Kürtler şeytanın neslindendir. Kafatasçı olan Ahlatlı biri beni işaret ederek (oda Kürttür imasında bulundu) böyle şeyler yalandır. Dedim ki benim zoruma gitmiyor. Siz sürekli diyorsunuz Kürt- Türk kardeştir. Biz kardeşsek sizde onun neslindensiniz.  Eğer herkese kardeş gözüyle bakarsanız bugünkü var olan problemlerin hiçbiri olmaz.

                Şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kimin gücü varsa hakkını alabilir düşüncesi halkta yerleşmiştir. Önce adalet, eşitlik ve kardeşlik ilkesi ile bunu halkın düşüncesinden silmek lazımdır.

4.  İslam’ın yasakladığı hareketlerden uzak durmak lazımdır. İslam’ın dışında hiçbir düşünce bu halkları kardeş yapamaz.