0

 

        Son zamanlarda birilerinin olabildiğine yücelttiği şahıslar açısından çok ibret verici günler yaşıyoruz. Ustalıktan anlamayanların çıraklıklarının ayan beyan ortaya döküldüğü barış ve demokrasi havarilerinin, güvercinlerin nasıl da kana susamış vahşilere, akbabalara dönüşebildiklerini ibretle takip ediyoruz.

      Sözde İslamcı vekillerin bir dönem daha vekillik yapmak adına nasıl bütün değerlerini(hoş belki de hiç öyle bir değerleri olmamıştır)bir anda sıfırlayabildiklerini, vahşete taraf olduklarını ve zalimleri desteklemek adına dakikada nasıl on takla atabildiklerine tükürülesi hallerine acıyarak şahit oluyoruz.

     Özelde Kürdistan’ı genelde de tüm Türkiye’yi kana bulayarak alan hakimiyeti kurmaya çalışanlar karşısında devlet yetkililerinin, güvenlik güçlerinin nasıl da aciz kaldıklarına, iyi polis kötü polisçilik oynayarak nasıl da halkı kandırmaya çalıştıklarına, giden canlar yerine üç beş oyun hesabını yapmalarına üzülerek şahit oluyoruz.

      Masum sivillerle acımasızca yakılarak, başları ezilerek katledildiğinde zerre umursamayan yetkililerin polis-asker ölümleri karşısında nasıl da ateş püskürdüklerini, masum vatandaşların katillerini bulmak adına kılını kıpırdatmayan görevlilerin asker-polis katillerini saatler içerisinde nasıl yakalayabildiklerine şaşkınlıkla şahit oluyoruz.

       Ekran karşısında, halkın karşısında ayrı konuşanlar; kapalı kapılar ardında ayrı pazarlık yapanları Kürdistan’ı Kürt halkını terör örgütünün olmayan insafına terk edenler; üç beş oy fazla almak uğruna ihanet süreçleri yürütenler, bazı dış güçleri ürkütmemek adına halkı felakete sürükleyecek adımlar atanlar halka bunun hesabını veremezler.

     Son süreçte daha net şekilde anladığımız doğudaki Müslümanlar devlete-hükümete biat etseler her şekilde korunup kollanacaklar. Tüm imkânlar önlerine serilecek. Terör örgütüne biat etseler saldırılardan uzak tutulacaklar kimse kıllarına dokunulmayacak, demokratik kongrelerde en üst seviyeden temsil hakkı verilecek ama geçmişten ve günümüzden bilinen bir şey varsa o da bu camianın ne devlete ne de terör örgütüne biat etmeyeceğidir.

      ABD’den aldığı icazetle Kürdistan’ı kan gölüne çevirme ihalesini üstlenenler ne acıdır ki Kurban bayramındaki katliamlarından sonra doğru düzgün eleştirilmediler, halktan yeterince tepki almadılar. Derin odaklarının egemenliğinden, emperyalist devletlerin kuklalığından kurtulamayan yazılı, görsel basının onları halka olan ihanetlerinden sonra daha çok pazarlamasıyla, reklamlarını yapmasıyla kendilerinden geçen ABD uşakları, Kürt halkının hainleri tekrardan bir katliam provası için kollarını sıvadılar. Bugün bu emellerine ulaşmak adına esrarkeş çetelerini sokaklara dökme planları yapıyorlar. Ama şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki

     Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.(Enfal, 30)

 

     Halk topyekûn bu ihanet şebekesine dur demelidir. Çocuklarının, bu bölgenin gençlerinin onların iğrenç emelleri için piyon olmadıklarını yüksek sesle haykırmalıdırlar. Çocuklarına, gençlerine sahip çıkmalı, halkı sokaklara döküp tekrardan Kürtlerin kanını oluk oluk akıtmaya çalışanlara fırsat vermemelidir aksi takdirde akacak kandan kendilerinin de sorumlu olacağını unutmamalıdırlar.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *