0

 

MASKELER DÜŞÜYOR

 

Münafıkça metotlardan yıllardır neler çektik neler, dinîmizin düşmanlarının halkı aldatmak için kendilerini Müslüman gibi göstererek aldatması yüreğimizi inciten olguların başında yer almaktadır. Toplum İnanç değerlerinden uzaklaştırılmaktadır. Kimi zaman kavmiyet hissiyatıyla, kimi zaman demokrat, kimi zaman barış sloganlarıyla ve sömürü dilleri kullanılarak küfre sürüklenen yığınlar. Kullanılan yöntemler artık deşifre olmuştur. Kendilerine taraf olmayan halkın üzerinde korku imparatorluğu kurarak halkı zoraki başka yollara mecbur bırakmışlardır. Ellerine verilen imkânlarla halk üzerinde baskı kurup kendileri gibi olmayanları kısıtlayarak ya bizden olursunuz ya da mahrum kalırsınız söylemini açıktan açığa söylemekten çekinmemişlerdir.

 

Halkın onların hâkimiyet alanları gereği onlara verdiği oylar ve devletin çözüm süreci nedeniyle onlara verdiği tavizler onları şımartmıştır, Onlar aldıkları oylan kendilerini belirleyici saymışlardır. Halk yığınlarının her zaman güçlünün yanında olduğunu, fakat ölüm ve korku ortaya konulduğunda aslında yığınların arkalarında olmadığı gerçeğine tarih şahitlik etmiştir. Bir gazeteci anlatıyor:

"Milli Selamet dönemiydi ortalıkta Erbakan hocanın tutuklanacağı haberi dolaşıyordu. Halk yığınları tedirgin olmuş ve gündemde öyle bir girişim ülkeye kaos getirir kan gövdeyi götürür söylentileri dolaşıyordu. Ben "halkın durumu daha iyi öğrenebilmek için bir kahveye oturdum. Konuşulanlara kulak misafiri oluyorum sağımda oturan birkaç kişi öfkeyle ve hışımla:Biz hocamız? için ölürüz ?, Bizim cesedimizi çiğnemeden bocamızı alamazlar...”diyor.

Bir diğeri:Onlar daha bizi tanımamışlar, hocamızı hapse atacak şahıs daha anasından doğmamış...” diye konuşuyor.

Sağımdakiler solumdakiler her biri meydan okuma salvoları savuruyordu, çok değil aradan birkaç gün geçti. Maalesef Erbakan hoca tutuklandı. Sokaklar sakin ve hiçbir şey olmadı. Ben de kahvedekilerin durumunu merak ederek o kahveye gidip tepkilerini öğrenmek istedim, içeri girip daha önce oturduğum yere oturdum, Hiç kimseden bir ses çıkmıyor sadece bir ara birkaç tane yaşlının:

Vah... Vah, Erbakan hocaya yazık oldu. Sözü kulağıma geldi. O zaman anladım ki, parti oyları belirleyici değildir. Sadece bu tepkinin kahvedeki birkaç yaşlının vah,.. Vah, hocaya yazık oldu demeleri çok tuhafıma gitti." Eğer aldığınız oylar sizleri şımartırsa ve bu şımarıklığın verdiği cesaretle kendinizden büyük işler yaparsanız bilin ki, duvara toslar belki sizlere vah, vah yazık oldu diyenler bile çıkmaz. Dindar Kürtlere saldırmalarının en önemli nedeni bu şımarıklıklarıdır. Ketumiyete aldanıp halk yığınlarının kendi arkalarında olduğunun yanılgısına kapılmalarıdır. Onlar "zayıf oldukları yerde demokrat, güçlü oldukları yerde faşisttirler' sözü tüm çıplağıyla onların karakteristik yapılarını ortaya koymaktadır. Fakat onlardan bazıları biz de Müslümanız söylemini geride bırakarak ya da kendince güçte kemale erdiğini sanarak maskelerini erkenden düşürdüler.

 

Aysel Tuğluk’un " Bölgede tarikatlar, radikal dinci gruplar oluşmamışsa, Pkk sayesindedir. PKK laikliğin güvencesidir,” söylemi aslında maskelerin düşmesidir. Bu söylemin artık açıkça dillendirmiş olması, kendilerince halkı tam olarak dinden uzaklaştırabildikleri kanaati hâsıl olduğunun göstergesidir. Daha önce Ütopik kantonu kendince dinsizlikte kemale erdirdiklerinin kanaatine varan bîr diğer isim Salih Müslim " biz şeriatla savaşıyoruz" sözünü söylemişti. Onun maskesi o şekilde düşmüştü. Aslında bunlar çok yeni şeyler değildir ancak halk bunların bu maskelerine maalesef aldanıyor ya da aldatılıyor. Biz bu şeytani aldatmaları iman ehline deklare ediyoruz. Bu din düşmanlarına karşı uyanık olun, aldanmayın. Cevher Dudayev gibi biz de: "Aklanmak istiyorsanız öyleyse aldanınız. Beni ise rahat bırakın, ben aldanmak istemiyorum," diyoruz…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *